ALIYA GUNLUGU


?SESİMİ DUYAN VAR MI


Üniversiteyi yeni bitirmiştim.Kendime iki ay süre verdim,tatil yapıyordum.Kızkardeşim inatla
o gece İstanbuldaki evde kalmak istiyordu,ertesi gün üniversiteye hazırlık dersanesi
başlayacaktı,ben ise adaya mı dönsem,İstanbulda mı kalsam diye düşünürken içimden bir
ses kalmamı söyledi.
Çok sıcaktı,inanılmaz bir sıcak vardı İstanbulda..Gökyüzü ise yıldız doluydu.Adeta yıldızlardan
gökyüzünün siyahı kaybolmuştu.Kızkardeşim erkenden yatmış,beni ise bir türlü uyku
tutmuyordu.Bilgisayar başında o zamanlar telefon hattı aracılığı ile bağlanılan internete
bağlanmaya çalışıyor,defalarca düşmüyordu birtürlü..Gecenin ikisinde birden bağlanıverdi,bu
sefer de o zamanlar çok iyi bir arkadaşımı icq da uyanık yakalayıvermiştim.
.Geceleri sevmem.dedi bana.Tehlikelere çok açık.;
Ben de:Gece gece ne olabilir ki?dedim ve der demez gözümün önündeki monitor hızla
sallanmaya ,ayağımın altındaki toprak resmen çığlık çığlığa böğürmeye
başlamıştı.Bahçekatında olan dairemizden toprağın hareketi gözlenebiliyordu,odamdaki
parkeler adeta dalgalanıyorlardı.Kızkardeşim hızla yatağından fırlayıp yanıma geldi,elektrik
gitmiş,karanlığa gömülmüştük.Salondaki bibloların titreme sesleri ve toprağın haşin
gürültüsü ile sanki yıllar süren bir 45 saniye geçirmiştik.Bir kirişin altında birbirimize
sarıldığımızı hatırlıyorum.O 45 saniye, 17 Ağustos 1999 yılından bugüne kadar beynimden
gitmedi.Hala taptaze ,hala korkunç,hala ürpertici.Bununla da bitmedi tabii..Annemler adadan
varana kadar,komşuların arabasında uyumuştuk,onlarla sokakta yeyip içmiştik.O günün
Türkiyesindeki komşuluk ve yardımlaşma aklımdan hiç çıkmıyor.İnsanlık bambaşka ,ilişkiler
çok daha güzel bir boyuttaydı o zamanlar.Annemlerle gittiğimiz adada da durum farklı
değildi.On gün boyunca sokaklarda yattığımız mahalleliyle ilginç ve eğlenceli günler
geçirmiştik.Sokaklarda horlama sesleri,bebek ağlamaları duyuluyordu.Biri televizyonunu
sokağa indirmiş,herkes başında toplanıp seyrediyordu.
Herhangibir sapıklık veya ters bir laf hatırlamıyorum.Beraber büyüdüğüm o güzel insanları
çok ama çok özlüyorum.
İsraelin uzattığı yardım elini hatırlıyorum.İsraele teşekkür eden dost bir Türkiye
hatırlıyorum.Bunu hatırladıkça da bugünün şartlarını ve gelinen noktayı esefle izliyorum.
İsraelde hiçbirşey değişmedi.Eminim bugün birşey olsa yine aynı şekilde yardım elini
uzatacaktır.
Ne yazıkki Türkiyemde çok taş oynadı yerinden.Bana düşman olmuş,kendinden olmayanı
sevmeyen bir zihniyet bugünlerde heryerde karşıma çıkmakta. Fakat bir tek şey biliyorum ki
deprem zamanı tanıştığım o güzel insanlar henüz vatanlarını terk etmedilerse ,henüz perde
.inmedi demektir

On yedi Agustos depreminde hayatlarini kaybedenlerin anisina..

תגובות

פוסטים פופולריים מהבלוג הזה